Sosyal medya düşüncelerin filitresizce ifade edildiği, vurun abalıya muhabbetinin doruklarının yaşandığı kahve önleri olmuştur. İşine gelmeyeni dövmeye hazır, bugün kime giydirsem diye Facebook'a, Instagram'a giren bir grup varki her şeyi reddetmeye, hedef belirleyip karalamaya beş var hatta çeyrek geçiyorlar...
Önceleri cesareti olmayan ezilmiş bir profil grubunun hareketleri iken bugün iş boyut değiştirmeye başlamış; gazeteci dövmeye kadar uzanmış ve kendiliğinde örgütlenmiş, kullanılmaya başlamıştır.
Aşırılığın böylesi prim yaptığı bu mecralar fanatik bir takımın taraftarları gibi her şeye karşı olan kendi grubunu oluşturmuştur.Ve hakemin aleyhteki her düdüğüne bağırıp küfreden taraftar gibi trübünlerini doldurmuştur.
Beğenmiyorsanız takip etmezsiniz,okumazsınız vs ..
Geçenler de biri beni nelerle linç etmeye kalktı bir bilseniz.
Okumayın diyorum, “okunmak için yazmıyor musun ?” diyor .Yahu ben tartışmaya yönelik cevap istediğim, soru sorduğum, açık kürsü paylaşımlarıma söyleyecek bir bilgisi, cesareti,donanımı olmayanlar cevap vermiyor, yazmıyorum sus pus..
Ciddi bir araştırma yapmak adına bir anket hazırlayıp 1850 kişiye yolladım cevap verip dolduranların sayısı bir elin parmaklarını geçmedi ama ne hikmetse aynı kişiler blog yazılarıma paylaşımlarıma acaba ne yapsada giydirse.
Herkesle aynı fikir için de olmak zorunda değiliz ancak ya o karşı fikri dinler medeniyet ve saygı sınırları içinde görüşünü bildirir yada takip etmezsin.
Birini seviyorsun diye herkes onu sevmek zorunda değildir veya tersi senin sevmediğini herkes sevmemek zorunda değildir .
Modalaşan bu linç kültüründen ,kimin nasıl ağzının payını verebilirim düşüncesinden kurtulmak gerek ki demokratik çarklar dönsün ,sosyal medyanın vahşiliği yumuşasın ,sosyalleşmek ve çok seslilik amacına ulaşabilsin.
Kızım sana diyorum gelinim sen anla
Ayhan Tekin
