Kültürel bir içe kapanma söz konusu ve maalesef kaliteli üretim yok...
Bunun bir sürü sebebi var
Çözüm mü?
Hala oturmamış sanatçıya himaye meselesi;
Yani ya kanunlarla koruma altına alma ,gelecek garantisi, teşvikler vs
Yada kamu sponsorlukları (ki tek tük vardır iyi ki de vardır Borusan Flarmoni gibi, ne bileyim Akbank Jazz Festivali gibi ama yeterli değil ve sayılarının ciddi şekilde artması gerekir).
Ve tüketicisi yok sanatın ....
Kaçımız sergilere gidiyoruz? Film festivallerini takip ediyoruz? Müzik mi hak yetire, göz önünde olsa da, sayıları üçü beşi geçmeyen festivallerle, anlamsız mekanların anlamsız ve kültürsüz işletmecileriyle bataklıktadır sektör.
Bir iki yüzlülük yaşanıyor
Varsa yoksa diziler. O ağanın oğlu şehre gelmiş
O çukura girmiş herkesi dövüyor, ağzını burnunu kırıyor.
Bir kuralsızlık bir şiddet ortada ne adalet sistemi var ne de polis vuran vurana, o ona silah çeker o ona, o buna, bu ona, öbürü berikine, şu buna, bu şuna, tekerleme olmuş şiddet gençliğe sakız böylesi bir bombardıman
Aman sigarayı şarap bardağını buzlayın, gençliğe kötü örnek oluyor...
Türk sineması da keza ayrı bir garabet
Bir yanda ilgi görmeyen sanat filmleri, iyi fakat sıkıcı ve toplumun genelini yakalayamayan.
Diğer yanda sadece sokak ağzıyla güldürmeye endeksli filmler.
Cem yılmaz sinema işini çözemedi illa bel altı esprilerle güldürmeye çalışıyor ve istenen noktada olmadığı aşikar. Oysa daha light komedileri var mesela Mazhar abiyle oynadığı eski filmi. Ne bileyim hokkabaz güzeldi yine Mazhar abiyle sonra ciddi bir film yaptı o da iyiydi. Adam stand up’ta bir numara, bırak onu sinema filmi ne taşıma...
Şahan da ayrı bir durum ama milleti yakaladı. Çünkü sokaktaki vasatımızı iyi entegre etti konularına
Ata Demirer. Ki bence aralarında en iyisi abartmadan samimiyetle kalplere dokunarak güldürüyor, light belki sanat yok ama en azından derli toplu işler..
İşte sadece bunlar gişe yapıyor
İkinci sınıf komedyenlerin işleri de günü kurtarıyor bizden diye pompalayarak argoyu.
Diğer yanda patlamış mısır ve yapımcılar kavgası
Saçma sapan bir sektör.
Tam da bizlere yakışır işler.
Hal ortada
Yumurtamı tavuktan tavuk mu yumurtadan
Müzik pop mu
Aynı atarlı sözler
Rap in bunu yakın zamanda asi özgür tavrıyla dövüşü ve yükselişi.
Diğer yanda bir göbek atma kültürü...
Yazın “beach “lerde kurgulanmış sosyal medya tiyatrosu dediğim ,
Dj bile olmayan tiplerin kabinin yanında teşhircilikleri.
Nouma’sından uçakta pipisini gösteren zavallıya,
Ve asıl onları takip eden, gitmese de her gün locasının parasını ödeyen lümpen bebeler ve zavallı babaları.
Budur “pop art” ımız budur güncel sanat izdüşümümüz…
İşte biz buyuz arkadaş.
Üretim? Saçmalıklar dizini..
Alaçatı da açılan Çapa’nın görsel olarak saçma sapan dekorasyonlu mekanı.
Gündem? aralarında tepişmeleri
Vay bura senin mi benim mi kavgası ...
Biz burada iyiydik bir gitar bir solist işi bitiriyorduk.
Ya da dj ile vuruyorduk darbukanın dibine dibine…
Veriyorduk sanatın gözüne gözüne…
Aç telefonunun “story” sini eğleniyoruz bak..
Çapa mı tabi çok yaratıcı canım “drug quinn” ler saçma sapan dans ve sözüm ona esprilerle büyük şov.
E yiyor millet bayılıyor.
Devam kardeşim,
Gece orada ,
Sonra rakı masalarında sözüm ona entellektüel muhabbetler.
Hadi lennnn..
Ha iyi işler yok mu var tabiki,
Tek atımlık kurşunlar.
İlgi görmediği için git bak sahipleri cebinde harcayıp ne kadar da eksilerdedir...
Mesela bodrum Zai. Güzel proje.
Bodrum Dada. Hem tiyatro hem müzik güzel proje.
Yat klupleri ? Bazıları doğru işler yapıyor
Diğerlerinin hepsi birbirini aynı işler
Yuh yahu.
Herşey istenildiği gibi; hızlı” fast food” reytinglere, düşük maliyet ama yüksek ciro.
Sanata, sanatçıya pay?
Nasıl olsa biri gelmezse biri gelir…