Eleman Tunçbilek  Reklam   0532 786 30 75/ 0312 430 75 00
HV
20 NİSAN Cumartesi 05:35

Ortaya karışık

Giriş Tarihi : 26-05-2019 14:48

Ortaya karışık

Sanat ,ekonomi ,müzik ve kültürel erezyon

 Resesyona girmiş bir ekonomide zayıflayan talep ,fiyatları aşağı çekmeye başlar. Bu hepimize sallanan bir kılıç gibidir ve tüm sektörleri budar ancak etkileri sektöre göre az veya çoktur.

Enflasyon ve dolar (ki enstrüman ve ekipmanlar tamamen dolara endekslidir) ile MÜZİK işçilerinin  kaşeleri karşılaştırılınca durumun vehameti müzisyenler için bariz ortaya çıkmaktad

En fazla etkilenen sektörler desteklenmelidir ki ekonomik dişliler çalışsın ancak mevcut konjonktürün bu sektöre olan antipatisi,ilgisizliği  ve uzaklığı dikkat çekmekte olup ,herkesçe bilinmekte ve zaten birçok kesim tarafından “dişli “ dahi sayılmamakta .Hal böyle olunca ekonomik ve siyasi krizin  müzik sektörü üzerindeki baskısı dayanılmaz noktalara gelmiştir.Müzik sektörü deyince sadece müzisyenler değil ,sesçisinden ışıkçısına ,rodisinden menajerlere,event firmalarına ,festivallere  büyük bir nüfustan bahsetiyoruz.  

 

Ekonomik daralmanın zaten en çok hissedildiği sektör olmasının üzerine bir de mahalle baskısı ,değişen kültürel zemin, siyasi kararlar ve belirsizlikler ile  ,ısrarla yinelediğimiz “sanat  himaye ister “ görüşümüz ile çağdaş  medeniyet çizgisinin vazgeçilmezi olan sanat ve sanat işçileri büyük bir buhran dönemini yaşamakta.

 

Farkındalığı olmayan ,kaba ,saldırgan ,kolay yönetilebilir yığınlar yaratmak için kültür ve sanata yapılan  negatif müdaheleler, bugün uçuruma doğru gitmekte olan günümüz şartlarını oluşturmuştur.

 

Kültürün kayganlığının yansıması olan müzikal değişimler ,geleneksel türkü ve şiir geleneğini yitirmiş, vasatlaşan folklorik değerlerin oluşturduğu ucubik ,adeta kaçak gecekonduların garip sıvasız betonlaşmaya dönüşümü gibi yeni müzikal akımlar ve müzikal gettolar (folklorik bir değeri olmayan Ankara -Sincan hatlı vb garip elektro bağlamalı,kaşıklı oyun havası kültürü gibi,diğer uçta agresif ,protest gettonun ağzı bozuk asi çocukları repırlar )İç anadoludan başlayarak tüm şehirlere tüm kültürel ! faaliyetlere sızmıştır.

Ne kentli ne köylü olan bu saldırgan kitlelerin yansıması,gündemden kendine pay çıkarmaya çalışan bireyler olarak; kadına ,çocuğa şiddet ile, istismar ile  ,artan suç oranları ile ,kendine hak gördüğü anti demokrat yaklaşımlar ve mahalle baskısıyla karşımıza çıkmakta.

Anadolu’nun naif ,ahlaklı dna’sını bozmuş ,içinden çıkardığı özgün müzik sanat akımlarını ,lirik değerleri vb yekle yeksan etmiş ve adına kültürümüz ,geleneğimiz dediği ve anlamını dahi bilemediği “muhafazakar “ diyerek , bir hınç safı oluşturmuştur .

 

Bu durum batı müziği ,klasik müzik ve entertainment müzik uzantılarını daha da fazla etkilemektedir.

Aydınlanmaya düşman refleksler ile ,sanata ve kültüre vurulan darbeler ile değişen ve kötüleşen şartlar sonucunda, arayışa giren her sektör sesini duyurabilmek için yaptığı girişimler ve taleplerle ilgili kamusal ve siyasi muhataplar bulabilirken bu sektör (müzik)daha yıllardır sendikalaşmayı dahi sağlıklı bir şekilde becerememiş ,bir kaç idealist kişi (sağolsun ,müzisyenler üzerindeki hakkı ödenemez, tüm zamanların başkanı dediğim Müzik Sen bşkn.Sn Mehmet Çırıka gibi ) haricinde adım dahi atamamış ,batı dediğimiz ülkelerdeki emsallerinin sosyal ve ekonomik denkliğini alamamıştır.Daha da vahimi çoğu zaman muhatap dahi bulamamıştır.

Elektro bağlamalı kostak bıçkın oyun havaları ,ne iş yaptıkları belli olmayan, ahlak ölçüleri olmayan sözüm ona showman,şarkıcı, Dj imsiler ile modernize ve gençliği temsil ettiğini zanneden yeni nesil repırlar, hayali desteksiz müzikal akımlar (kendilerine kâh alternatif kâh indie diyen geçici avangardlar ) vs vs değişmiş ve erezyona uğramış Türk kültürü  olarak karşımıza çıkmakta ve düzelmesi hiçte kolay olmayacak bir süreçtedir.(İyimser bir tahminle en az iki üç nesilden öncede zor düzelir gibi  görünmekte).

Uzun yıllardır gerek proje “pop “akımları ,gerekse “arabesk “denen sado mazoşist müzikal deformasyonlar ve şu anki durum ile gelinen bugünkü nokta içler acısıdır.

Hakim ideoloji değişse dahi sosyo kültürel erezyona bağlı bozulmuşluk uzun yıllar toparlanamayacaktır ki en çok düşünmemiz gereken konudur.Zira demografik yapısı ,estetik değerleri bozulmuş ,sanatı sekte yemiş kültürler, arada derede ve toplumsal bilinci bozuk ,istenilen yöne savrulabilecek yığınlar olarak mutsuz ,sığ ,hatta  yarımdırlar. 

 

Orkestrası ,balesi, operası sırası geldikçe elinden alınan cılız aydınlık kitlelerde işin sesi olmaya yorgundur.

 

Ekonomiden sanata oradan toplumsal refaha uzanan bu “hal”  İNSANLIK için küresel ısınma ile yaşanacak bir DÜNYA nın kalmayacağı ,doğal bir felakete savrulurken ; en az güç savaşlarının ,iktidar oyunlarının ,petrol savaşlarının saçmalığı kadar ÜZÜCÜDÜR ve üzerinde düşünülmesi gereklidir.

 

Ayhan Tekin 

20.05.2018

YORUMLAR
web counter