Eleman Tunçbilek  Reklam   0532 786 30 75/ 0312 430 75 00
HV
23 NİSAN Salı 12:07

URLA (ben de burada olmalıyım dedim kendi kendime)

Giriş Tarihi : 01-07-2019 11:31

Urla 

Ben de burada olmalıyım dedim kendi kendime

 

 İş için gittiğim Çeşme ‘de ,boş akşamımda Urla’ya uğrayıp naif birkaç saat geçirmek isterken işler değişti ve Yorgo’ yu ,Neyzen Tevfik ,Necati Cumalı ,Tanju Okan ‘ ı düşünürken buldum kendimi

hayatın ironik oyunlarını dinledim karışık kafamın içinde..

 

Kıyıya kadar gelen martıların, doğal yaşam biçimlerinden sıkılıp ,balık avlamak yerine 

esen poyraza rağmen havada tüm fizik kurallarını alt üst edercesine askıda kalmalarını seyrettim..

Sıkılıp diyorum zira deniz yerine ,askıda kalıp senkron bir şekilde kafalarını çevirerek kolladıkları garson ve müşterilerden ; atmalarını bekledikleri rızıklarıydı konu olan.

 

Tabaklarda artan bazı yiyeceklerin atılması ve türlü akrobatik dalışlarla birbirlerinden kapmaları 

Sanki gecenin “ şov “ kısmının sıradan bir  sunusu

en doğalı 

üvertürü

Ama  yine yönetmen koltuğunda oturan insan tarafından, manipüle edilmişi..

 

Demlenenlerin onları da hatırlayıp bir anda attıkları ekmek vs  ile başlayan  interaktif şov 

 

Ve sahhhne .....

 

 Müşterilere buz, ekmek vs yetiştirme telaşıyla koşuşturma içerisindeki garsonların vicdanına kalmış bu bekleyişleri 

Adeta sırasını bekleyen dansçılar veya Brodway sanatçıları için sahne zamanı desekte  aslında garsonlardan  tek farkları “bartır “ usülü çalışmaları ..

Bir yanda atılan ekmek ve uçan dansçıların şovu ile takas..

Bir yandan da aman bahşişi bol alayım diye vitesi artıran garsonlar.

Masalara yapılan pikeler

 

Kuliste beklerken (asılı oldukları süzülüşlerde)

“Haydi çabuk çabuk  sıra sizin “

denmişçesine atılan ekmekle , dizilişlerini bozup başlayan danslar ve aklın alamadığı koreografiler

Diyagonal dalışlar ,şarkı olmuş çığlıklar ,denizin senfonik eşlikleri ve atılan ödülü kapan primadonna ...

 

“gizli alkışlar” olmuş,  demlenenlerin  gülümseyen bakışları .

Aldığı ödüller ile sahneyi terkeden aktrist ve sırasını bekleyen yenileri.

 

Keşke siz insanlardan medet ummasaydınız  deyiverdim kendi kendime .

Sahnede olmanın dayanılmaz hafifliği miydi onların ki de ?

Onların da küsmelerinden mi korktum ne ? 

Yoksa bıkmışlar mı acaba dedim bir balık için dalıp çıkmalara dipsiz sularda...

Başlamış belki de sahil kasabası özlemleri  bu sanatçıların ki de..

Razılardı belkide bu yüzden küçük bir parça ekmeğe..

 

Deniz vefalıdır O na güvenin ,insanoğlunun keyfî egosuna değil ,anlamaz çoğu sanattan 

moda olana uyar çoğu 

bugün o, yarın şu

 duruş sergileyeni ,ne istediğini bileni azdır dedim

kısadır Ege’nin mevsimi ,boşalınca buralar döneceksiniz denize  diye düşündüm 

usulca ve utanmayla bırakırken elimdeki ekmeği ...

....

Arka masadan keman ve darbukayla, solistleri konuklar olan Türk müziği nağmeleri kesti bu müzikalin sesini.

 

Başlıyor sanırım şovun ikinci perdesi 

 

Tamam sıra sizde dedim içimden

 

Freelancer müzisyenler de rızık peşinde çalıyor 

tüm maharetlerini kullanarak, hızla dokunup tüm notalara gerekli gereksiz belkide..

 

Gençler çoğunluktayken eski şarkıların daha çok rağbet görmesi ve eşliğe  uğraması sevindirdi önceleri beni.

 

Tam da gençler ve alaturka müzik üzerine düşünürken ,birden şimdiye kadar Yorgo’ dan (Yorgo Seferis) bir şeyler okumadığımı farkedip utanmam bir oldu şarkılar söyleyen gençlerden..

Düşünsenize Nobel almış bir şair ve karşı yakadan bir sesleniş 

ama ben cahil ben okumamış...

 

Biraz utanma biraz pişmanlık biraz özenmeyle  denizi seyre dalış 

Derin düşünceler.

İyi şairler  arkeologdur yüze vuranıda görür dibe çökeni de derken düşünüp Cemal Süreyyayı...

 

Bir dakika yoksa ?

Yoksa burası derin düşüncelerden kaçış için mi son duraktı bu isimlere ?

Yada derman küskünlüklerine ? 

“İroni beldesi mi acaba ? “ dedim kendi kendime .

Sanmaki içmişim  ,sanmaki sarhoşum !! diyen Tanju Okan ın şarkılarını bilmemin verdiği huzur fakat önündeki kadeh ile hatırladığım üstat 

ve kafa karışıklığı ile 

Ben de burada olmalıyım dedim kendi kendime...

 

Sonra “kör yarasanın rızkını veren Allah , kimi aç bırakmış ki “ diyerek içimde oluşan rahatlama mı desem,

içilen bir kaç kadeh rakının korteksimiz de vesveseyi tolere eden plasebo etkisimi desem

Ben de burada olmalıyım dedim kendi kendime....

 

Ve son sahne...

Mırıldanır bu sarhoş  kendi kendine 

 

Sanmaki içmişim,sanmaki sarhoşum

Günlerdir, aylardır yıllardır yorgunum..

Yorgunum

 

Ayhan Tekin 

28 06 .2019

Urla

 

YORUMLAR
web counter