Alaturka üzerine
Alaturka besteler 1950 den sonra bir iki istisna haricinde hayatı değil yalnızca eğlence hayatını yansıtabilmiştir. Naifliğini ve toplumun gerçek sesi olmayı kaybetmiştir.
Bu durum tabi ki bir kaybediş çöküştür . Ancak o yıllara kadar öyle güzel besteler yapılmıştır ki adeta itina ile korumak gereken birer antika değer gibi kabul görmüştür.
Zaman zaman hoyratça kullanılıp fasıl adı verilen (ki gerçek fasıl,birikim bilgi ve kültür isteyen bir güzellikken ) meyhanelerde masa başlarında yapılan dağınık icralar, bağrış çağrış söyleyişler, göbek atma üvertürleri, bahşiş için kulağa sokulan klarnetler olmuş, içki içenin 10 liraya makam sıralamasını bozabildiği ortaya karışık, bir garip performans olmuştur.
Zaman zaman bilinçli ve ilgili dinleyiciler ile hakettiği değeri bulsa da içkiye meze olmaktadır o haliyle ..
Zeki Müren gibi bazı isimler alaturkaya hakimken, arabeski, hafif müziği yedirme çalışmalarıyla “light alaturka”yı oluşturmaktan geri durmamıştı.
Alaturka mey e tabi ki yakışır, hatta en değerli arkadaşıdır ama değerli şeyler ihtimam ister.
Alıngan olur... kim bilir ne hikayeler ne anılar yapışmıştır üzerlerine, bazen hüzzam bazen nevbahar olur.(bazıları nevbahar makamı yoktur dese de)
Rast olur ,nihavent olur
Hele birde bilenin ağzında sözler altın, beste mücevher olur.
Geniştir söz dağarcığı, bir kuyumcu gibi işler ince ince
Ne de aşklar varmış dedirtir ,imrendirir şimdilerin fastfood aşklarını gizlice.
Bazısı pek nazlıdır ancak peşrevle güzel olur, uzuuuun uzun giriş ister
bazısı mütevazi dir yetinir bir “taksim” le..
İlgi ister, bilmek gerekir makamları ki geçişler kolay olsun
Kimi mehtaba çıkar kimi rintlerin akşamına
Kimi Kalamışa
Neşelisi bile zarif olur, gider iken Göksuya
Serzenişleri bile dikkatlidir
Kırmak istemez adeta huysuz kadınları ,tatlı diye över ardı sıra ..
Belki bu kalite devam etseydi korunmazdı bu kadar elde avuçta.
Kalmazdı belki de avuçlarda hala sıcaklığı
Saklıdır O zerafet hikayelerde
Ben gamlı hazan sense bahar
dinlede vazgeç..
Ayhan Tekin