Eleman Tunçbilek  Reklam   0532 786 30 75/ 0312 430 75 00
HV
19 MART Salı 12:17

İSTANBUL'UN KÖFTECİLERİ V ( ÖZCANLAR KÖFTE...)

Giriş Tarihi : 24-11-2019 22:43

 

Yeni bir lezzet durağı Özcanlar Köfte den hepinize selamlar sevgili lezzet dostları…

Özcanlar Köfte deyince hepinizin aklına Tekirdağ Usulü nefis köfteler geldiğini hisseder gibiyim. Ama ne köfteler…

1950 li yıllardan iki özel usta kardeşler İsmail ve Ali Özcan kardeşlerin başlattığı bu nefis yolculuğa yoldaşlık edelim dedik bugün.

Trakya coğrafyamızın tüm güzelliklerini barındıran Tekirdağ ilimizin köfte ile anılması 1940-50 li yıllara dayanıyor. Yöre insanı hayvancılık konusunda ileri seviyede bilgili ve işini öyle iyi yapan bir karaktere sahip ki, mevzu bahis tarihlerde bu avantajlarını, en iyi şartlarda doğal ortamlarda yetiştirilmiş Besi hayvanlarının etini kullanarak, efsanevi köftelerini yapmakta kullanıyorlar. Tabi bu güzel yörenin mahir ustaları, özel reçeteli bu köfteyi tam bir marka haline getirmeyi başarıyorlar.

Tıpkı 1953 yılında bu işe başlayan İsmail ve Ali ÖZCAN ustalar gibi.

Özcan’lar Köftenin lezzet sırrı tüm et ihtiyacını kendi mandıralarından sağlamaları. 500 Baş hayvanın aynı anda son derece doğal ve sağlıklı ortamlarda yaşayabildikleri besi çiftlikleri var ve et ihtiyaçlarını buradan sağlıyorlar. Günlük 1 ton et işleniyor standart formüller ile zenginleştiriliyor. Ortaya inanılmaz lezzetli ürünler çıkıyor. Mekanlarında 300 den fazla çalışanıyla Özcanlar Köfte tam bir başarı öyküsü.

Şimdi kısaca bu harika markanın Ümraniye şubesinde yaşadığım harika lezzet tecrübesinden bahsetmek istiyorum size…

Ben genelde aile işletmelerini ziyaret edip onların hikaye lerini sizlerle paylaşıyorum. Evet burası gerek konsept gerekse operasyonel anlamda kurumsal bir yapıya evrilmiş, ama bu durum lezzet noktasında herhangi bir zaaf getirmemiş firmaya.

Kapıda işinin ehli profesyonel ekip tarafından tertemiz kıyafetler, gülen yüzlerle karşılanıyoruz.

Şov başlıyor… Menü den Süleyman paşa köfte söyledim. Tekirdağ köfte ve beğendinin inanılmaz uyumunu yaşamak için. Tabi köftemin yanına olmazsa  olmazım piyaz…

Patlıcan püre öylesine dengeli ve lezzetli olmuş ki bir köfteye bundan daha fazla yakışacak bir tabaklama elementi olamazdı. Tabi ben üzerine biraz fazla biber koydum ama yine de nefis olduğunu söylemem lazım.

Tekirdağ köfteler sulu sulu her tarafı dengeli pişmiş öylesine lezzetliydi ki, sanki hala 1953 te küçücük mangallarında pişirdikleri o lezzetli köftelerini deneyimliyordum. Etin köfteye en uygun olan kısımlarının kullanıldığını ve baharat karmasının özelliğini onları damağınızda dolaştırırken anlıyorsunuz.

Köftelerime eşlik eden biber sosu iyiydi ama daha iyilerini yemedim dersem işte bu yalan olurdu. Ama tatmin edici bir sostu.

Piyaza gelince ben bu sefer soğan istemedim. Evet sesinizi duyar gibiyim “ Soğansız piyaz olmaaazzzzzz….” Haklısınız ama bu sefer böyle tercih ettim.

Fasulyeler gayet iyi pişmişti, cinsi Dermason du son derece lezzetliydi. Küçük küp domates parçaları, sirke ve hafif zeytinyağı ile gerçekten yediğim en iyi piyazlardan biriydi. En önemlisi de dengeli ve tazeydi.

Mekanın bildiğim kadarıyla Üzüm Şirası var ama bana bunu tavsiye etmelerini beklerdim, keşke etselerdi… Bir dahaki sefere bunu tavsiye etmelerini beklemeyeceğim.

Yemeğin sonunda her defasında olduğu gibi nefis bir tatlı şöleni beni bekliyor. Tıpkı fotoda gördüğünüz gibi, son derece baştan çıkarıcı ve lezzetli, bol tahin ile süslenmiş üzeri fındık kaplı kaymaklı Hayrabolu tatlısı… Değerli lezzet dostlarım, bu macerayı muhakkak yaşamalısınız. Sözler le bunu anlatamam.

Unutmayın sevgili dostlarım, Keyifli ve Kaliteli bir hayat için, keyifli ve kaliteli yemek ve sofra arkadaşları, olmazsa olmazınız olmalı…

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR
web counter