Terk edilme şeması, sevilen veya önem verilen kişilerin bir şekilde hayatımızdan çıkacakları ve onları sonsuza kadar kaybedeceğimize dair duyduğumuz endişeleri içerir. Bu endişe belki başlarına bir şey gelerek aniden öleceklerine ya da bir nedenden ötürü, belki bizi aldatarak, bizi bir başkasına tercih ederek , bırakacaklarına inanırız. Şema aynı zamanda, duygusal olarak desteğe ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda sevdiklerimizin erişilebilirliği ve hayatımızdaki ilişkilerin kalıcılığı ile ilgili de daima şüphe duymamıza sebep olur. Hayatımızdaki ilişkiler gelip geçici gibi gelir, eninde sonunda bir terslik yaşanarak ilişkilerimizin sonlanacağına, hayatta, desteksiz ve yapayalnız kalacağınıza inandırır.
Şema ilişkilerde ayrılık ihtimaline ya da iş seyahati gibi basit, kısa süreli, ayrılıklara dahi tahammülsüzleştirir. Yakınlarımızdan hiçbir şekilde ayrılmamak istemeyiz çünkü ayrılığın ardından geri dönüşün olmayacağına inanırız. Ayrılığın ihtimali bile yoğun kaygı yaşatır, gerçekleştiği anda ise kaygı, yerini yoğun bir hüzün ve karamsarlığa bırakır. Ayrılık sonlandığındaysa yoğun duyguların yatışması kolay olmaz. İçimizde yoğun bir öfke doğmaya başlar ve bunu karşı tarafa yansıtırız.
Şema sizleri alıngan ve karşıdan gelen mesajları yanlış yorumlamaya yatkın hale getirebilir. Buluşmanıza geç kalınmasını artık istenmediğinize, bir hafta sonunu sizden bağımsız şekilde planlamasını ayrılmak için yol yaptığına, yoğun geçen bir gün sebebiyle partnerinizin yorgun oluşunu artık size karşı ilgilisini kaybettiği şeklinde kendinize yorabilirsiniz.
Kaybetme korkusu ve bir başkasına tercih edilme endişesi hayatınızdaki kişileri aşırı sahiplenmenize sebep olur. Bu da, beraberinde aldatılmaya ilişkin beklentileri partnere yönelik kıskançlık, güven problemleri yaşamanıza, içten içe şüphe duymanıza sebep olsun.
Şüphe de , partnerinizin gün içerisinde kiminle, nerede, neler yaptığını bilmek istemenize sebep olur. Bir şekilde sık sık telefon ederek, partnerinizin kişisel eşyalarını kontrol ederek ya da eve geldiğinde neler yaptığını sorgular tarzda anlatmasını isteyerek partnerinizi takip edersiniz.
Şema bazen de, İlişkilerimizin sonlanmaması adına ayak uydurma zorunluluğu, hoşlanmadığımız şeyleri, kişisel zevk ve görüşlerinizi kendinize saklayarak ya da mış gibi yaparak karşımızdaki kişiye uyum sağlamayı tercih edebiliriz.
Terk edilme korkusu, istikrarlı ilişki sürdürmeye uygun olmayan partnerlere çekilmenize sebep olur. Bu kişiler, konumu, durumu ya da yaşam tarzı sebebiyle süreklilik konusunda tam anlamıyla ümit vadetmeyen, arada bırakan kuşku uyandıran kişilerdir. Mesela duygusal anlamda kararsız davranan bir gün sıcak diğer gün uzak davranan bir yapıda olabilir. Alkol, madde kullanımı alışkanlığı olan, depresif ya da düzensiz hayat tarzına sahip olan, bu sebeple duygusal anlamda dengesiz davranan kişiler olabilir. Mizaç olarak özgürlüğüne düşkün, sabit ve yerleşik bir yaşam tarzına karşı çıkan ya da işi uzakta olan, sık sık iş seyahatine çıkan, işi gereği vaktinin büyük bir bölümünü sizden uzakta geçirdiği için ulaşılması zor kişiler olabilir. Bazen de bağlanma ile ilgili sorun yaşayan, birden fazla ilişkisi olan, tek gecelik ilişkileri tercih eden ya da evli, çocuklu ancak gayri resmi ilişkilere yönelebilen partnerlere de çekilebilirsiniz.
Hayatınızda her zaman istikrarsız ilişkilere yol açmayan partnerlere de sahip olabilirsiniz fakat bu seferde şemanız, ilişkilerinizi sabote etmenize sebep olacak şekilde işleyebilir. Bunun bir çok yolu vardır.
Mesela partnerinizi bir başkasından kıskandığınız anlarda, partnerinizle bir bağlantı kopukluğu yaşadığınızda ya da anlık bir ayrılık yaşadığın söz konusu olduğu anlarda, ilişkinizi tehdit altında olduğunu düşündürür. Bu zamanlarda hissettiğiniz duygular ve verdiğiniz tepkiler, partnerinizin sizden uzaklaşmasına sebep olabilir.
Böyle durumlarda kendisine artık sizi sevmediği, özlemediği, sizinle ilgilenmediği ya da aldattığını söyleyerek suçlayarak, ya da kızgın olduğunuzda araya mesafe koyarak, uzak davranıp, trip atarak, bırakıp giderek partnerinizi cezalandırma yoluna gidebilirsiniz.
İlişkinizde bir sorun olmasa dahi karşı tarafın duygularından bir türlü emin olamayışınız, partnerinizin sizi terk edip etmeyeceğini anlamak için bir takım testlere tabi tutmaya itebilir. Bu tarz tutumlarda zaman içerisinde ilişkinizi zedelemeye başlar.
Bazı kişilerde de şema, acı çekmemek, üzülmemek ve huzurunun bozulmaması adına ilişkilerden uzak durma şeklinde işleyebilir.
Hangi koşulda olursa olsun ilişkilerdeki çalkantı tıpkı erken dönemde maruz kaldığımız, rahatsız edici fakat tanıdık olan terk edilme, yalnız kalma korkusu, üzüntü ve öfke gibi duyguların yeniden yeniden deneyimlenmesine sebep olur.
Şemanın oluşumuna erken dönem aile içerisinde gerçekleşmiş olan, ani ölüm, boşanma, ayrılık, ihmal ya da terk edilme temalarını içeren yaşam deneyimleri rol oynar.
O dönemde bizlere birincil bakım veren kişilerle bir şekilde istikrarlı bir ilişki kurulamamıştır.
Bu bir rahatsızlık sebebiyle anneden uzun süre ayrı kalma, sık sık bakıcı değişimine maruz kalınarak olmuş olabilir. Bakım verenlerin dikkatinin dağıldığı bir dönem geçirmiş olabiliriz, bu yeni bir kardeşin doğumu ya da annenin başka biri ile yeniden evlenmesi ile olabilir. Bazen de bakım veren bağımlılıkları veya ruhsal rahatsızlıkları olan bu sebeple de duygusal anlamda değişkenlik gösteren, öngörülemez davranışlar sebebiyle sağlıklı ve istikrarlı bir duygusal bağ kurulmamış olabilir.
Ebeveynlerin boşanması ya da sık sık kavga ediyor olmaları, ebeveynlerden birinin aniden ölümü, evi terk etmesi de diğer yaşantılar gibi kendinizi daima yalnız olmaya mahkum, sevilmeyen, vazgeçilmiş, terk edilmiş biri olarak görmenize neden olarak şemalarınızın yapı taşları olarak hayatımızda yer alır.
Sürekli kaybetme, terk edilme ve yalnız kalma endişesi ile yaşamak, istikrarlı bir ilişki yaşayamamak kader mi, tabi ki de değil. Herkes kadar sizler de kendinizi iyi hissettiğiniz, herkes kadar değer gördüğünüz, sevildiğiniz, süreğen bir ilişki yaşama hakkınız var. Yeter ki değişim için kendinize bir fırsat verin.