Merhaba,
Kendi kişisel gelişimim için çıktığım yolculukta, şimdi kişisel gelişim uzmanı olarak sizinle deneyimlerimi büyük bir keyifle paylaşmak için buradayım.
Bilinçaltı, düşüncelerimizin hayatımıza olumlu ve olumsuz yansımaları, enerji, frekans, manyetik alan, metafizik ve farkındalık; benden sıkça duyacağınız, üzerine uzun uzun konuşacağımız konular olacak.
Peki nereden başlayalım.. Hayatın tam içinden, aklımıza gelenin başımıza geldiği anlardan başlayalım mesela. Şimdi hafızanızı yoklayın. Bir yakınınızı belki de saniyelik bir anda aklınızdan geçirmenizin ardından, düşündüğünüz kişiden bir mesaj ya da bir arama almışsınızdır. Bu durumu belki tesadüf olarak yorumlamış, belki şaşkınlıkla karşılamış, belki de böyle bir durumu yaşadığınızın farkına bile varmamışsınızdır. İşte karşınızda hayatın içinden en sade örneğiyle düşüncenin gücü ve hayatımıza yansıması.
Peki bu durumun teknik bir açıklaması var mıdır derseniz, günlük hayatta beynimizin yaydığı beta dalgaları, yaratım yani gerçekleştirme seviyesi oldukça düşük bir enerjidedir. Hayatın koşturmacası, yetiştirilmesi gereken işler, görev ve sorumluluklar arasında gidip gelirken beta dalgaları yayılmaktadır. Daha dingin, daha sakin anlarımızda ise beynimiz alfa dediğimiz dalgaları yayar ve bu frekans hayatımıza düşündüklerimizi çekme ihtimalimizin oldukça yüksek olduğu bir frekansta olmamızı sağlar. Mesela uyku ve uyanıklık arası, tam da uykuya dalma halinin hemen öncesindeki hallerinizde ve bedeninizi dinlendirme moduna aldığınız durumlarda beyin dalgaları alfaya çekilir.
Bu bilgilerin ardından nasıl bir tavsiye gelecek derseniz:
“Pozitif düşünelim; hayatımızı güzelleştirelim” mümkün olduğu kadar hayat felsefemiz olsun.
Sürekli olumsuz düşünerek, kendimizi kaostan kaosa sürüklemek de bizim elimizde; dingin bir zihinle pozitif düşünerek layık olduğumuz güzellikleri hayatımıza çekmek de.
Peki olumlu düşünmeye, pozitif olmaya çalışıyorum ama zihnimdeki karmaşık sesleri susturamıyorum diyorsanız bilinçaltınız, hayatınızda blokaj ve tıkanıklıklar yaratarak sizi kendi bildiği şekilde güvenli bir alanda tutmaya çalışıyor demektir. Evet doğru okudunuz “Güvenli Alan”. Kendinizi son derece mutsuz, sağlıksız ve kötü hissettiğiniz bir durumda, siz tüm gücünüzle bir umut ışığı ararken bilinçaltınız sizi bildiği yerde, aslında karanlıkta tutmaya çalışır. Bu durumda bilinçaltınıza kızmak yerine, onun da kendi yapısı gereği görevini yaptığını hatırlamalı ve bilinçaltı ile bilinçli zihin arasında güzellikle dengeyi sağlama, sevgiyle iletişim kurma yoluna gitmelisiniz.
Düşüncelerimizin gücü ve önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlemiş olduğum ilk yazımı, Mahatma Gandhi’nin sözleriyle tamamlamak isterim.
“Düşüncelerine dikkat et; sözlere dönüşüyorlar,
sözlerine dikkat et; eyleme dönüşüyorlar,
eylemlerine dikkat et; alışkanlıklarına dönüşüyorlar,
alışkanlıklarına dikkat et; kişiliğine dönüşüyorlar,
kişiliğine dikkat et; kişiliğin kaderin oluyor!”
Bir sonraki yazımızda buluşana kadar, pozitif kalın, sağlıkla kalın, sevgiyle kalın, hoşçakalın.