Aslında, bir çok başlık yazabilirdim yazımın başına; Beşiktaş; Jota’dan önce ve Jota’dan sonra, 10 dakikada çöktü, 10 dakikada 4 gol… Ama beni en çok üzeni tercih ettim Beşiktaş’ın vedası .
Beşiktaş Avrupa kupasına çok çalkantılı bir dönemde başladı. Ligde üst üste gelen puan kayıpları, yönetim değişikliği, Abdullah Avcı’nın sistemi oturtamaması, peş peşe yaşanan sakatlıklar gibi pek çok sorunla boğuşan Beşiktaş bunların üzerine son dakikalarda gelen şansız goller, verilmeyen-kaçırılan penaltılar ve haksız gösterilen kırmız kart da eklenince bu erken veda kaçınılmaz oldu.
Aslında gerek Biliç gerekse Şenol Güneş döneminde Avrupa’da kazanılan başarılardan sonra bu erken vedadan çoğu Beşiktaş taraftarı memnun olmasa da bir kısım taraftar Beşiktaş’ın tek hedefinin lig şampiyonluğu ve sonrasında Şampiyonlar ligi olması gerektiğini savunmakta. İki düşünceye de saygı duymakla beraber ülkemizi Avrupa’da temsil eden her takımımız ister köy takımı ister en iyi takım olsun, ister hiç iddiası kalmasın ister son maç öncesi çıkmayı garantilesin, eğer Türkiye’yi temsil ediyorlarsa her zaman en iyi kadroyla çıkmalıdır diye düşünüyorum.
Maça gelecek olursak Beşiktaş açısından çok söylenebilecek bir şey yok, Abdullah Avcı as kadrodan hiçbir oyuncusunu ilk 11’e koymayarak maça başladı. Üstelik Kerem, Erdem, Erdoğan gibi 3 genç oyuncuya da yer verdi. İlk yarı aslında pek de fena oynamadı Siyah-Beyazlılar. Beşiktaş rakibe çok fazla gol sansı tanımasa da kendisi de gol pozisyonuna giremedi. İkinci yarıda ilk yarının benzeri gibi başladı. Ama 56. dakikadaki oyuncu değişikliğine her şeyi değiştirdi. Bu dakikada oyuna giren Jota bir anda maçın kaderini değiştirdi ve üst üste attığı goller ile takımını üstünlüğe taşıdı.
On dakika içinde gelen 4 golle telaşa kapılan Beşiktaş’ı üst üste yapılan oyun değişikleri de kurtaramadı ve belki daha açık skorla bitebilecek maç 4-0 Wolves üstünlüğü ile sona erdi. Bu sonuçla 1. Torbadan seri başı olarak katıldığı Avrupa Ligine 3 puanla ve son sırada veda etti Beşiktaş.
Gençlerden Erdem orta sahada enerjisi ve yüksek yüzdeli paslarıyla göz doldurdu. Defansta oynayan Erdoğan soğuk kanlıydı, zaman zaman yerinde müdahalelerde bulundu, sağ bek Kerem ise hücuma destek vermeye çalıştı ama yerini kaybederek yenilen gollerde hata yaptı.
Beni en çok düşündüren ise kaleci Utku oldu neredeyse her gelen yan topta hatalı çıkışlarda bulundu, aldığı pozisyonlar hep hatalıydı ve kaleye gelen neredeyse her tehlikeli şut golle sonuçlandı. Kısacası Utku’nun Beşiktaş kalesi için çok ama çok çalışması ve kendi geliştirmesi gerektiği ayrıca Beşiktaş’ın mutlaka iyi bir yedek kaleci alması zorunluluğu bir kez daha görüldü.
Sonuçta Beşiktaş’ın belki de final umutlarıyla başladığı Avrupa serüveni çok kısa sürdü.
Sevgiyle ve Spor ile kalın görüşmek üzere …
KIVANÇ SALMAN
