Eleman Tunçbilek  Reklam   0532 786 30 75/ 0312 430 75 00
HV
28 MART Perşembe 16:59

Müzik

Bir derdi olan müzik: “RAP”

SANAYİ
Giriş Tarihi : 19-10-2022 01:20   Güncelleme : 13-10-2022 23:07
Müzik

Rap sanatçısı Mirac, usta oyuncular Cüneyt Arkın, Kemal Sunal ve Şener Şen filmlerinin üzerine söz yazarak düet yaptı. Sıradaki projesinin Adile Naşit olduğunu söyleyen Mirac ile rap yolculuğunu ve önüne çıkan engellerle mücadelesini konuştuk. Rapin popülerleştiğini ama bundan rahatsızlık duymadığını söyleyen sanatçı, hiç olmazsa rap müziğinin bir derdi olduğunu ifade etti.

Cüneyt Arkın’ın vefatının ardından rap sanatçısı Mirac, Kara Murat filminin replikleriyle bir video yayınladı. Sosyal medya platformlarında beğeniyle izlenen bu video sonrasında, Kemal Sunal ve Şener Şen’in filmleriyle de videolar geldi ve çok fazla izlendi. Çocukluk yıllarından itibaren rap müzik yapan Mirac ile yeni medyayı kullanarak yaptığı bu çıkışları ve rap yolculuğunu konuştuk. Sosyal medyada insanlara aracısız dokunma fırsatı yakaladığını söyleyen sanatçı, dijital platformların listelerine girmeme sebeplerinden de bahsetti. Rap müziğin son yıllarda popülerleşen bir müzik olduğunu sözlerine ekleyen Mirac, “Bunun bir çeşitlilik olduğunu düşünüyorum. Rap müzik derdi olan bir müzik ve her kesimden insanın ihtiyacını karşılıyor. Fakat tabii ki her popülerleşen şey, ardında yozlaşmayı getiriyor.” ifadelerini kullandı.

Yeşilçam film artistlerinden Cüneyt Arkın, Kemal Sunal ve Şener Şen replikleriyle rap yaptın. Büyük ustalarla konuşuyormuşsun gibi yaptığın müzikler çok da sevildi. Bu fikir nereden geldi aklına?
Uzun bir süre ön yargılarımdan dolayı açmadığım TikTok hesabını üç ay kadar önce açmıştım. Çalışmalarımı nasıl yaptığımla ilgili videolar yayınlamaya başladım. Daha sonra insanlar bana sokakta flüt çalan veya ağzıyla klarnet sesi çıkaran insanların viral olmuş videolarını gönderdiler. Ben de bana gelen bu videoları remix ile düzenledim. Bu yolculuğa devam ederken bu esnada Cüneyt Arkın rahmetli oldu. Bir müzisyen olarak, çok sevdiğim bu isimle kendi müzikal yolculuğumu nasıl birleştirebilirim, geriye nasıl bir anı bırakabilirim diye düşünürken, Kara Murat filminin müziğini kullanarak, üzerine Cüneyt Arkın’dan film replikleri alarak karşılıklı bir diyalog oluşturduğum bir video çektim. Video internette yaklaşık 30-40 milyon civarında izlendi. Aslında Yeşilçam içeriğine dönüştürme fikrim yoktu, fakat insanlar talep edince, Kemal Sunal’a da bir çalışma yaptım. Ardından Şener Şen videosu da bu şekilde dinleyicilerin istekleri ve benimde o kişiye ilgi duymam sonucu ortaya çıktı.

(Adile Naşit)

Sırada Adile Naşit var

Yeşilçam yolculuğu bu şekilde devam edecek mi? Sırada hangi sanatçılar var?
MBenim bir kişiyle düet yapabilmem için o kişiyle manevi bir bağım olması gerekiyor. Çünkü o zaman samimiyetle bir iş ortaya çıkıyor. Çok fazla isim geliyor. Gelen isimler içerisinden yakın olduğum Adile Naşit var. Üç erkek oyuncuya dair video yaptım, bir de kadın oyuncuya yapmak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bir proje olarak “Hababam Sınıfı”na ayrı bir seri oluşturma niyetim var. Bunun yanı sıra Barış Manço ve Cem Karaca şarkılarıyla oluşturmak istediğim bir seri var. Tabi ki müzikal çalışmalarım da bir yandan devam ediyor.

Bir dakikalık videolar olmasının bir sebebi var mı ve bunları birleştirip albüm yapma gibi bir düşüncen var mı?
Kullandığım uygulamalardaki paylaşım süresinin bir dakikayla kısıtlı olmasıyla alakalı. Fakat ben bunun güzel bir şey olduğunu düşünüyorum, çünkü bir parmak bal çalıyorsun insanların ağzına ve tadında kalıyor. Ayrıca uzun versiyonu olursa bu bir şarkıya dönüşür. Şarkıya dönüştüğü zaman da telif mevzuları ve yasal durumlar işin içine giriyor. O yüzden bunların ticari kaygı gütmeyen içerikler olması gerektiği için bu formatta kalması gerekiyor. Albüm yapmak için de hepsinin telifinin alınması gerekiyor. Bir müzik şirketi çıkıp ‘ben bunların hepsinin teliflerini alıyorum, hadi bu şarkıları yapalım’ derse albüm de yapmak isterim.

Aracı olmadan insanlara ulaştım

Yeni medyayı kullanarak bir çıkış yakaladın. Ne düşünüyorsun bu konuda?
Yeni medyanın keşfet gibi bölümleri sizin takipçiniz olmayan insanlara ulaşmanın en kolay yolu. Ben bunu sokak müzisyenliğine benzetiyorum. Sokakta bir performans yaptığınızda önünüzden geçen insanların kimisi yanınızdan geçip gidiyor, kimisi ilgilenip seyrediyor. Son zamanlarda yapmış olduğum içeriği yine ne istiyorsam onu yaparak, fakat yeni medya alanlarına yükleyerek yaptım. Bu mecralarda insanların bizzat kendisine hiçbir aracı olmaksızın dokunma fırsatı yakaladım. Bu yüzden de yapmış olduğum şeyin buralarda dikkat çektiğini düşünüyorum. Yoksa söylediklerimde, müziğimde değişen hiçbir şey yok. Geçtiğimiz zamanlarda dijital platformlarda listelenme ve bu listelerin sunulma şeklinin adil olmadığıyla ilgili en yüksek sesle serzenişimi dile getirmiş insanım. 2018 yılından beri bu platformlarda büyük hiçbir listede yer almamış bir sanatçı olarak, buralardan destek alamadığımı gördüğümde, kendi formülümü üreterek hiçbir aracı olmadan insanlara ulaşabileceğim platformları keşfettim.

Her kurumun ideolojisi var

Dijital platformlardaki listelerde sana yer vermeme sebepleri neydi? Bununla ilgili bir açıklama yapıyorlar mı?
Her kurumun belli ideolojisi ve tavrı olduğunu biliyoruz. Bu yönde herhangi bir iletişim olmadı ama demek ki benim yapmış olduğum müzikle onların ideolojisi arasında bir çatışma veya bir fikir ayrılığı var ki yer vermiyorlar. Bu arada yalnız değilim, benim gibi birçok insan bu platformlarla alakalı sıkıntı yaşıyor. Fakat karşımızda derdimizi anlatacağımız doğrudan doğruya bir muhatap yok. Geçtiğimiz günlerde gerek pop grupları gerek rap grupları bununla ilgili serzenişte bulundular. Fakat hiçbir muhatap bulunmaması, çözülmesinin önündeki en büyük problemlerden biri.

Rap müziği kendimden ayrı tutamam

Biraz da müziğinden bahsedelim, rap senin için ne ifade ediyor?
Rap müzikle tanışmam çocuk dediğim yaşlarda olduğundan dolayı aslında bu müziği kendimden ayrı tutabilmem mümkün değil. 13-14 yaşında kendimi hip hop kültürünün bir parçası gibi görmeye başladım. Çünkü tam o yaşlarda insanların aidiyet kültürü gelişir ve ben de doğduğu yer olarak Amerika’nın gettolarından çıkmış bu müziğin bir parçası olarak hissettim kendimi. Grafitiler yaptım, müziğini dinledim, icra edenleri araştırdım. Rap müzik dinlemeyi ve bir adım sonrasında da rap müzik icra etmeyi benimsedim. PlayStationdan aldığım müziğin üzerine rap söyleyip kasetçalara kaydederek yaklaşık dört beş demo yaptım. 2003 yılında ablamın bana bilgisayar almasıyla beraber gecemi gündüzümü o bilgisayar başında “Nasıl kendi müziğimi yaparım?” diye çalışarak geçti. 15 yaşında başladığım bu yolculukta 18 yaşında Türkiye’deki bütün Türkçe rap dinleyen insanlar tarafından bilinen bir rapçi oldum.

Argo içerik dijitalleşmeyle geldi

Üstelik senin başladığın zamanlar rap, bugünkü gibi popüler bir müzik değildi. Fazla küfürlü sözler olduğu için ailelerin de endişesi vardı…
Aslında ilk başlarda küfür yoktu. Çünkü CD ile basılıyordu ve Kültür Bakanlığı’ndan onaylı olması gerekiyordu. Rap müzik milli duyguları ve ahlaki hissiyatı yüksek olan bir müzik. Sokağın derdini anlatır, kötü olana karşıdır doğası itibariyle. Çünkü Amerika’daki rapçiler de haksızlığa uğramanın derdine düşmüş insanlardı. Eğlence ve haz odaklı bir müzik olarak ortaya çıkmadı. Protest bir yapıyla, sistemle, çarpık düzenle problemi olan bir müzik olarak ortaya çıktı. Daha sonra daha şiirsel ve edebi bir forma kavuştu. Söz anlamında, bahsettiğiniz gibi bir bozulma yaşaması ve argo, küfür gibi kavramların ortaya çıkması 2017’den sonra dijitalleşmeyle beraber geldi. Çünkü burada herhangi bir denetim sistemi yok.

Argo içerik üretmeyen ender rapçilerdensin. Bunun özel sebebi var mı?
Bir küpün içinde ne varsa dışarıya o sızar. Sirke varsa sirke sızar, şıra varsa şıra sızar. Ben normal hayatta küfürlü konuşan bir insan değilim. O yüzden müziğime de bu yansımıyor. Fakat illaki argo veya küfür olmasın tavrı içinde de değilim. Sokakta ne varsa bir şekilde müziğe veya sinemaya yansıyor. Her insan yeri geldiğinde argo konuşabilir. Her insanın da kendi otokontrol sistemi vardır.

Popülerleşme yozlaşma getirdi

Günümüz rap müziği ile ilgili ne söylemek istersin? Gelecekte nerede görüyorsun bu müziği?
Dünyada hep farklı müzik türleri oldu ama rap bunların içerisinden hangi ülkede çıkarsa çıksan hep bir yükseliş ve de orada kalışla gözlemlendi. Türkiye’de de üç dört senedir bu konuma geldi. Artık Türkiye’deki popçular veya farklı müzik yapanlar rap müzisyenleriyle şarkılar üretiyor. Hatta kendi tarzlarını rap müziğe benzetmeye çalışıyorlar. O yüzden rap müziğin değişerek, gelişerek ilerleyeceğini fakat bundan sonra popüler kültürün de bir parçası olacağını düşünüyorum.

Popülerleşmesi rahatsız ediyor mu seni?
Hayır etmiyor. Çünkü rap müzik popülerleşmese başka bir şey popülerleşecek. En azından rap müzik yıllardır pop müzikle bize dayatılan şeylerden farklı bir şey sunuyor. Bu da insanların hoşuna gidiyor. Yaşam tarzlarına göre sosyal kültürel yapısına göre hatta maddi düzeyine göre herkes rap müzik yapıyor. Bunun bir çeşitlilik olduğunu düşünüyorum. Rap müzik derdi olan bir müzik ve her kesimden insanın ihtiyacını karşılıyor. Fakat tabii ki her popülerleşen şey ardında yozlaşmayı getiriyor. Rap müzik yapanlar da bundan nasibini alıyor. Yıllardır ezilmişliği yaşayan insanların rap müzik yaparak para kazanmasıyla beraber sahip oldukları arabayı, kol saatini, yaşadığı villasını veya gittiği ortamları anlatması benim hoşuma gitmiyor. Ahlaki ve normal bir şey değil bu. Popülerleşmenin ardından gelen bu yozlaşma, bir süre sonra toplum tarafından yerini başka bir noktaya çevirecek diye düşünüyorum.

Kendimi Kudüs’e yakın hissediyordum

İlk çıktığında sahne adın Mozole Mirach’tı şimdi ise Mirac olarak yoluna devam ediyorsun. İsminin bir hikayesi var mı?
On yedi yaşındaydım Mozole Mirach ismini bulduğumda. Mirac’ın mozolesi demek. Çok derin anlamlar yükleyerek bulduğum bir isim değildi. Sadece Kudüs’le ilgili içimde bir bağım olduğunu hissediyordum. Bunun sebebi belki babamla alakalıdır. İsrail’in Filistin halkına yapmış olduğu zulmü biliyordum. Kendimi her zaman için Kudüs’e yakın hissediyordum. Mirac’ın mozolesi de benim için Mescid-i Aksa’ydı. Daha sonraki yolculuğumda yaklaşık 2015 yıllarında biraz söylenme biraz hatırda kalmasının zorluğundan dolayı sadeleştirerek Mirac yaptım.

 İLAN SORUMLUSU İLAN SORUMLUSU

YORUMLAR
ÇOK OKUNANLAR
web counter