Eleman Tunçbilek  Reklam   0532 786 30 75/ 0312 430 75 00
HV
20 NİSAN Cumartesi 00:37

DİJİTAL MAHŞERİN 4 ATLISI (1. Bölüm)

Dr. Barış Tunçbilek
Dr. Barış Tunçbilek
Giriş Tarihi : 10-06-2019 15:34

 

Dijital dünyayı oluşturan belli başlı kuruluşlar hakkında yaptığım araştırmaların kısa bir özetini Gazete Tunçbilek vasıtası ile sizlerle paylaşmak istedim.

 

Bu yazı dizimde sizlere Amazon, Google, Facebook ve Apple hakkında minik hikâyeler anlatarak dijital dünyanın devlerinin sosyal medya & dna’mızı nasıl etkilediğini “yumuşak” şekilde tartışacağız.

 

Dijital dünyamızın 4 atlısı başlığını kullanma sebebim ise bu 4 firmanın elinde bulunan inanılmaz veri bankası ve bu veri bankalarının kullanılışı ile ilgili çekincelerim. Bu 4 firma istedikleri an tüm dünyanın sosyal, ekonomik ve siyasi dalga boyunu istedikleri frekansa çıkartma ya da indirme kuvvetine sahip.

 

Bence korkutucu; sizce de öyle değil mi? Gelin konuyu biraz detaylandıralım.

 

Efendim bu şirketleri kuran 4 muhterem kimdi öncelikle ona bakalım. Mark Zuckerberg, Rahmetli Steve Jobs, Jeff Bezos ve Eric Schmidt. Hepsi birbirinden yetenekli ve dijital dünyanın tartışmasız en güçlü fikir önderleri olarak listelenebilirler.

 

Bu 4 üstün zekâlı ve İşbilen insanın kurduğu 4 şirketin uzun dönemde yaratması muhtemel küresel risklere bakmaya artık başlayabiliriz. Öncelikle şunu hemen söyleyelim; Bu 4 firma (ama aslında liste daha uzun) yakın ve uzak gelecekte küresel uygarlığı tehdit edebilecek düzeyde kuvvetlenebilir. Ve hatta işin ilginci böyle bir amaçları olmasa da toplanan verilerin işlenmesi ve yönetilmesi sonucunda elde edilen doğal sonuç bu. Yani tehlikeli olmak için ayrıca bir çalışma yapmalarına gerek yok. 

 

Amazon, Jeff Bezos’un inanılmaz betimleme ve sağgörü kabiliyeti sayesinde hızla büyümüş bir dijital kitapçıydı. Bugünse dünyada yapılan her 3 dijital satışın bir tanesi bir şekilde Amazon’a değmektedir. Yani orta vadede az daha büyürlerse dijital satışın Çin haricindeki hiçbir dijital satışçısı onlarla rekabet edemeyecek ya da amazon tarafından rahatlıkla satın alınabilir duruma gelecektir.

 

Bu nasıl olacak derseniz çok basit. Bugün Amazon o kadar büyük bir şirket naktine sahip ki kimsenin giremeyeceği kadar büyük yatırım ya da masraf gerektiren alanların her bir tanesine hızla yatırım yapabiliyor. Dolayısıyla çevrede yeni yatırımcıların kovalayabileceği bir yatırım alanı bırakmıyorlar.

 

Bu hareketin bir başka sonucu daha var. Çok fark edilmese de siz yatırımcı olarak Amazon’a paranızı yatırırsanız Mr Jeff’in devasa yatırımları dolayısıyla yatırımınızı geri almak için yıllarca beklemek durumunda kalıyorsunuz. Tam bir yatırım karadeliği denebilir mi? hayır. Peki, fırsat maliyeti endeksinde Amazon’a yatırım yapmak mantıklı mı? (Bence) hayır.

 

Dolayısıyla elinizde bu kadar “ucuza” elde edilmiş bir para kütlesi olduğunda kendi postacılık ya da kargo sisteminizi, Google’ın bile sizden kiraladığı sunucu istasyonlarınızı, derin uzay madenciliği araştırma ve geliştirme projelerinizi aklınıza geldiği anda finanse edebilir ve diğer firmaları kendinize göbekten bağlayabilirsiniz.

 

Gelelim Facebook’a; Facebook özellikle gazeteciliğin kurallarını değiştiren firma oldu diyebiliriz. Diğer bir konu ise Facebook’un Dolar’ın grotesk değer kontrolünü sağlamak için her türlü radikal hareketi göze alabiliyor oluşudur. 

 

Cambridge İstatistik’in Facebook veri tabanını kullanarak sebep olduğu siyasi skandal ile Amerika Birleşik Devletleri yeni başkanını belirlediğini artık biliyoruz. Bu süreçte Facebook (iddialara göre) sahte / yönlendirilmiş haber üretimi için araç olarak kullanılmış ve seçmenlerin hem kamplaşması hem de kararsızlığa sürüklenmesi sağlanmıştır. Sanırım bu durum bütün dünyayı ve dolayısıyla da bizi de ilgilendirmekte; siz ne dersiniz?

 

 Evet, Facebook eski dostlarımızı bulmamıza yardımcı oldu ama ona yüklediğimiz her bilgiyi dilim dilim analiz ederek reklam sahiplerine, siyasi analiz bürolarına veya bir ülkenin tüm kullanıcı verilerini başka bir ülkeye (parasını aldığı müddetçe) satabilir. Hoş değil mi?

 

Sırada Apple var; Apple diğer firmalar gibi dev veri bankaları kopyalamıyor ama eleştirim özellikle 2 tane olacak. Birincisi Steve Jobs’ın; sosyal sorumluluk projelerine bağış kültürünü, Apple'ın kurumsal kültürüne yerleştirmemiş olması. İkincisi ise standart elektronik ürünlerin stil formunu değiştirierek inanılmaz pahalı şekilde satılıyor olması.

 

İleri düzey profesyonel uygulamalarda Apple ürünleri IOS yazılımı sayesinde oldukça tutarlı fakat bu 4’lü içerisinde en fazla rekabet mağduru olan şirketin Apple olduğunu görebilmekteyiz. Profesyoneller dışında Apple ürünü satın alan kullanıcıların çoğunlukla statüyü maddi varlıklarda arayan bireyler olduğunu düşünmekteyim çünkü 12x yongalı bir ürün satın alıp sadece mail atmak ya da Whatsapp kullanmak çoğu zaman gercekten anlamsız.

 

Gelelim büyük abi Google’a; Evet hala organik arama sonuçları yayınlıyor, hala çok yenilikçi ama sonuç sabit. Günümüzde bilgi demek Google demek. Tüm dünyanın veri bankası ellerinde ve bu verileri inanılmaz hızlarda + detaylı şekilde analiz edip ücretli şekilde kullanıcılara yönlendirebiliyorlar.

 

Facebook gibi bazen garip uygulamaları da olabiliyor. Mesela ben hala NewYork Times içeriğinin Google tarafından neden kenara itildiğini anlayabilmiş değilim. Demek ki Amerika’da bile olsa bağımsız medya göreceli şekilde destek görebiliyor.

 

Öte yandan Google’ın verileri toplayıp asla silmediği de bir gerçek. Yani aileniz sizin yaptıklarınızı unutsa bile Google mutlaka hatırlıyor; Aynen Facebook, Itunes ve Amazon gibi.

 

Yazımızın ikinci bölümünde mahşerin 4 atlısını dünyada yarattıkları bazı etkiler üzerinden yorumlayacağız.

 

Şimdilik hoşçakalın

 

Dr. Barış Tunçbilek.

YORUMLAR
web counter